Böbrekte kistik lezyonlar, böbreklerde oluşan ve genellikle iyi huylu olan kitlelerdir. Bu kistik lezyonlar her yaşta görülebilir, ancak 20 yaşına kadar nadir olarak rastlanır. Böbrek kistik lezyonları genellikle tek böbrekte ve tek bir lezyon olarak ortaya çıkar. Ancak bazı durumlarda çift taraflı ve birden fazla kistik lezyon da görülebilir. Genellikle yuvarlak veya oval şekillerde olup, içleri berrak ya da sarıya yakın bir sıvıyla doludur. Bu kistlerin büyüme potansiyeli vardır ve boyutları 2 cm'den küçük olabileceği gibi 10 cm'den büyük de olabilir. Böbrekte kistik lezyonlar genellikle belirti vermezler. Tanı ultrasonografi, tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme (MR) gibi yöntemlerle konulur. Kistler, vücudun çeşitli bölgelerinde görülebilir ve böbrek de bunlardan biridir. Böbrekte kistik lezyonlar bazen yüksek tansiyon, iltihap, taş oluşumu, kanama veya böbrek yetmezliği gibi sorunlara yol açabilir.

Böbrekte kistik lezyonların tanısı ultrasonografi, tomografi gibi görüntüleme yöntemleri ile konulur. Bu kistler, böbrek kanseri ile karıştırılabilir. Ancak yapılan incelemelerle böbrek kisti, kanserden kolaylıkla ayrılabilir. Ayrıca, ailede genetik olarak bu hastalığın olup olmadığı da incelenmelidir. Böbrekte kistik lezyonların görülme yaşı, yerleşim yeri ve diğer belirtilere göre sınıflandırılabiliriz. Basit kistler, böbrekte görülen en zararsız ve en yaygın kist türüdür. Genellikle hiçbir belirti göstermezler ve tedavi gerektirmezler. Yaş ilerledikçe basit kistlerin görülme sıklığında da artış olur. Ailede de görülen bu kistler ise genellikle zararlıdır ve şu sorunlara yol açabilir:

Çok büyümediği sürece bu böbrek kistik lezyonlarına cerrahi müdahale gerekmez. Ancak kistler, yüksek tansiyon, iltihap veya böbrek yetmezliği gibi ciddi sorunlara neden olmuşsa tedavi uygulanır. Genetik olarak görülen kistlerde, yakın akrabaların da kist yönünden taranması gerekir. İyi huylu böbrek kisti lezyonu yaygın olarak görülür. Elli yaşın üzerindeki kişilerin %50 civarında bir ya da daha fazla böbrek kisti lezyonu gözlemlenir. Erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülür. Bu kistin tümöre dönüşme olasılığı çok düşüktür. Genelde tedavi gerektirmezler; ancak kist ağrı yapıyorsa, böbrek taşları kiste eşlik ediyorsa veya tansiyon şikayetleri varsa ameliyatla kistin alınması gerekir. Bu işlemler, artık açık cerrahi yerine kapalı ameliyatla, yara açmadan ve kanama riski olmadan yapılmaktadır.

Fakat eğer böbrekteki kistik lezyon tomografi ile değerlendirildiğinde kistin içindeki sıvı şeffaflığını yitirmişse ve kanama gibi bir durum söz konusuysa, normalde ince ve düzgün olan kist duvarı kalınlaşmışsa ve buna benzer ciddi belirtiler varsa, kist tedavisi yerine tümör için düşünülen tedavi seçeneklerinin uygulanması daha doğrudur.

Kistleri olan hastalar, senede en az bir kez ultrason veya tomografi ile kontrollerini yaptırmalıdır. Erken teşhis her zaman önemlidir ve tedavi şansı her zaman vardır.